Abdullah LEBLEBİCİ / Haber Köşe Yazarı

Abdullah Leblebici [email protected]

Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri yıllardır ithalata bağımlılık.

Savunma sanayiinden otomotive, enerjiden teknolojiye kadar birçok alanda dışa bağımlılığımızın faturası milyarlarca dolar seviyesinde.

İşte bu noktada, Seydişehir’de faaliyetlerini sürdüren Eti Alüminyum’un yatırımları, sadece bir sanayi hamlesi değil; aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı açısından stratejik bir adım niteliği taşıyor.

Bugün Eti Alüminyum’un devreye aldığı özel alümina tesisi ve 3 milyar TL’lik haddehane yatırımıyla birlikte Türkiye, 600 milyon dolarlık ithalatı kendi içinde karşılayabilecek bir seviyeye geliyor.

Düşünün; her yıl 600 milyon doların dışarıya gitmediğini, ülke içinde kaldığını… Bu sadece bir tesis yatırımı değil, doğrudan dış ticaret açığımıza ve cari dengemize olumlu etki edecek bir hamle.

Savunma Sanayiine de Katkı…

Haddehane tesisi, özellikle uçak gövdeleri ve zırh malzemeleri gibi stratejik ürünlerde dışa bağımlılığa son verecek.

Bugün dünyanın en güçlü ülkeleri, savunma sanayiini millileştirmeye bu kadar önem verirken, biz de elimizdeki bu değerli yatırımı görmezden gelemeyiz. Türkiye’nin, savunma sanayiinde kendi hammaddesini üretebilmesi, sadece ekonomik değil, milli güvenlik açısından da hayati bir gelişme.

Boksit Atığından Lityum – Dünyada İlk…

Eti Alüminyum’un yaptığı bir diğer kritik hamle ise, boksit atığından lityum üretimi.

Elektrikli araçların ve batarya teknolojilerinin geleceği lityumda yatıyor. Türkiye’nin yıllık 200 ton civarında ihtiyacı varken,

Seydişehir’de yapılacak bu üretimle, sadece ihtiyacımızı karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda dünyada ilk kez atıktan lityum üreten ülke olacağız.

Bu da geleceğe dönük enerji politikalarımızda çok değerli bir eşik olacak…

Başlangıçta bin ton olan üretim kapasitesinin birkaç yıl içinde 5 bin tona çıkacak olması, Türkiye’yi ithal ettiği kritik bir üründe daha bağımsız hale getirecek.

Üretimin sürdürülebilirliği için Akseki’deki maden yatağının devreye alınmasıyla, Eti Alüminyum’un 25 yıllık boksit ihtiyacı garanti altına alınmış olacak.

Yani bu yatırımlar günü kurtarmak için değil, geleceği planlamak için yapılıyor.

ABD’nin Vergi Duvarları ve Türk Sanayisinin Çevikliği

ABD’nin alüminyuma getirdiği ek vergiler de gündem olmuştu. Ancak Türk sanayicisinin çevikliği, yeni pazarlar bulma kabiliyeti sayesinde bu kriz, kısa sürede atlatıldı.

Aslında bu durum bize şunu gösteriyor: Türk üreticisi fırsat verildiğinde krizleri avantaja çevirebilecek potansiyele sahip.

Eti Alüminyum’un yaptığı yatırımlar, sadece Seydişehir için değil, Türkiye için de stratejik bir değer taşıyor.

400 milyon dolarlık yatırım, 600 milyon dolarlık ithalatın önünü kesecek. Ama daha da önemlisi, savunma sanayiinden otomotive, enerji depolamadan petrokimyaya kadar birçok alanda yerli ve milli üretimi güçlendirecek.

Türkiye’nin gerçekten kalkınması için, işte bu tür yatırımlara ihtiyacı var.

Bir yanda döviz çıkışını engellemek, diğer yanda yeni ihracat kapılarını açmak… Bu denklemde kazanan sadece Eti Alüminyum değil, Türkiye’nin ta kendisi olacak…