SÜLEYMAN SAYAN / SPOR AKTÜEL

Anadolu Selçuklu devletine altın çağını yaşatan; Sultan Alaaddin Keykubat Konya surlarını ikmal ettikten sonra bir müddet Kayseri'de kalıp, orada yazı geçirerek Alaiye (Alanya) seferine çıkmıştır. Fethi için uç askerlerini Konya'da toplayan Sultan, 1221 yılında Alaiye'nin fethini gerçekleştirir. Kale Bizans'tan alınır. Keykubat kendi adı ve şanı ile Alaiye Şehir Kalesi'ni ve medeni tesislerini inşa ederek kendisine ve haleflerine kışlık bir mesken ve istirahat beldesi haline getirir. Alaiye surlarında Konya burçları sayısı kadar burçlar olduğuna işaret eder. Yani Keykubat Konya'daki burç sayısı kadar Alanya'ya da yapmıştır. İşte bu tarihten itibaren Alanya ve Konya'nın asırlarca sürecek ve günümüze kadar gelecek bağı başlamıştır. Başkent Konya’dır. Kışın ise hanedanlık Alanya’dan yönetilir.

Gerek Anadolu Selçukluları, gerek Beylikler ve gerekse Osmanlı devrinde Alanya'nın, Konya ile yakın bağı artarak devam eder. 1868'de ise Konya ve Alanya birbirinden ayrılmak istenir. O yıllarda Konya ve Kıbrıs'ın sancağını taşıyan kent 1871'de Antalya'nın ilçesi, olur olmasına ama imzalar toplanır. Konya'dan ayrılmamak için çeşitli başvurular yapılsa da sonuçsuz kalır. Kâğıt üzerinde ayrılık olsa da tarih boyunca iç içe yaşamışlardır. Alanyaspor ve Konyaspor süper ligde karşılaştıkları mücadelelerinde bir takım olumsuzluklar yaşasalar da bu tarihi silmeye elbette yetmeyecektir...

Konyaspor Alanyaspor ile karşılaştığı maçta iki kez direkleri sallasa da skoru lehine çevirmeyi başaramayıp sahadan beraberlikle ayrıldı.

Konyaspor ve Alanyaspor maçı şüphesiz, Önceki diğer mücadelelerden farklı bir önem taşıyordu. Yıllarca Konyaspor kalesini koruyan, zaman içinde sorun yaşanan ve Alanya'ya yolu kesişen Serkan kırıntılı, önceki dönemde görev yapan teknik direktör Bülent Korkmaz ve onunda takımdan ayrılmasına neden olan Cikalleshi transferi, sonucu ve oyunu merakla beklenmeye yetip artıyordu.

Karşılaşmanın ilk yarısı temkinli oyunla başladı. İki takımda kontrolü elden bırakmadan yakaladıkları fırsatları değerlendirmeye çalışıyordu. Karşılaşmanın ilk yarısı bittiğinde neredeyse tüm performans verileri birbirine eşitti. İki takımın orta alan mücadelesi hem zevkli hem de heyecanlıydı. Bu bir kör döğüşü değil, her anı zevkli mücadele kokan bir oyundu. Daha fazla hata yapan, maçı kaybedecekti. Maçtaki en büyük olumsuzluk, karşılaşmayı yönetmeye çalışan, fakat istikrarsız hareketlerle iki tarafı da illallah ettiren hakemlerden başkası değildi. İkinci yarı mücadelenin yanında iki takımdan da pozisyonlar gelmeye başladı. Bu defa sahneye ya kaleciler çıkıyor ya defans oyuncuları son anlarda hayati müdahale yapıyor ya da golcü oyuncular pozisyonu harcıyordu. Dakikalar 50 olduğunda golcülerin yapamadığını ön libero Fatih yapıyor, vuruşu ölü noktaya gidiyor ve takımını öne geçiriyordu. Bu dakikadan sonra kalan 40 dakikalık bölüm nefessiz geçti dersek yanlış olmaz. Skoru çevirme adına neredeyse her şeyi yapan temsilcimiz, 82.dakika baskısının meyvesini alıyor ve skoru dengeliyordu. Hemen peşinden direkten dönen top ise saç baş yoldursa da, Serkan kırıntılı Konyaspor’da oynadığı Alanya maçlarına nazire yaparcasına gollere duvar olmayı başarmıştı. Bu Konyaspor’un beraberlikle bitirdiği diğer maçlardan çok farklıydı. Kim kaybederse ona yazık olacak bir maçtı ve doğrusu maçın hakkı beraberlikti. Futbol sever olarak inanılmaz keyifli dakikalar yaşadık. Milli araya mağlup olmadan girmek önemliydi. Gönül isterdi ki galip olarak girelim ama olmadı. İlhan hocam sisteminden kolay kolay vazgeçmeyen bir yapıya sahip fakat bazen skoru alma adına sistemden taviz vereceği zamanlar olmalı. Oyuna Cikalleshi ile başlayıp skora göre her iki santraforu da oyunda tutabileceği alternatif planlara odaklanması gerekir. Zira Trabzon ve Kasımpaşa maçlarında bu yolu izlemiş olsa en kötü birini kazanabilirdik. Çünkü bu oyuncular birbirlerini tamamlayan oyuncular. Artık önümüze bakıp milli aradan sonra yapılacak zorlu maçlara odaklanmak gerekiyor. Bu cendereden, sağlam çıkarsak Konyaspor takımı yere çok daha sağlam basacaktır. Bu takıma sabredersek bu çocuklar ve teknik heyet başarıyı daha da yukarıya çıkaracaktır…

Maçın sözü; Sabır önceleri zehirdir. Huy edinirsen bal olur!