• İstanbul14 °C
  • Ankara16 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
SEYDİŞEHİR AHZ-I ASKER ŞUBESİNDEN SİLAHLI MÜCADELEYE ÇAĞRI
29 Haziran 2019 Cumartesi 13:01

SEYDİŞEHİR AHZ-I ASKER ŞUBESİNDEN SİLAHLI MÜCADELEYE ÇAĞRI

Türk İstiklal Harbi’nin 100.yılını idrak ettiğimiz şu günlerde, Seydişehir’in Milli Mücadele’deki yeri hakkında Tarihçi Ercan Arslan tarafından dönemin resmi yazışmalarının ışığında önemli verilere ulaşılmaya devam edilmekte. Süvari 7.Alay Kumandanlığı tarafından bastırılan, Seydişehir Kaymakamlığının bilgisi dahilinde Seydişehir Ahz-ı Asker Şubesi’nce ilçedeki tüm köylere 10 Ağustos 1919 tarihinde silahlı mücadeleye çağrı bildirisi dağıtıldığı ortaya çıktı.

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Tarihçi Ercan Arslan şunları aktardı: Konya Vilayeti Mektubi Kalemi’nden bir sureti Dahiliye Nezaretine gönderilmiş olan 6707/799 nolu 10 Ağustos 1919 tarihli Vali Vekili - Belediye Reisi Hakkı imzalı belge konumuzla ilgili önemli bilgiler içermekte. Bu belgeye göre Süvari 7. Alay Kumandanlığında bastırılan silahlı mücadeleye çağrı bildirisi Seydişehir Kaymakamlığının bilgi ve müsaadesiyle Seydişehir Ahz-ı Asker Şubesi tarafından tüm köylere dağıtılmıştır. Günümüz askerlik şubelerine o dönemde Ahz-ı Asker Şubesi denilmekteydi. Dahiliye Nezareti de bu yazıyı 20 Ağustos 1919 (20 Ağustos 1335) tarihinde Harbiye Nezaretine havale etmiştir. Bahse konu bildiri (beyanname) şu şekildedir: “Silahaltından bazı askerlerimiz kaçıyor. Bu dine, millete, zarardır. Milletimizin şerefine, şanına, tarihine lekedir. Bu işte göz yuman kimseler ellerini vicdanlarının üstüne koyup bir avuç toprağımızın göğsünde bir zehirli diken olduklarını düşünsünler. Köy büyükleri, imam ve ihtiyarlarla, ana babalar,…şubeler, neferinden zabitine, yazıcısından, reisine kadar bu hakikatleri anlatmalılar. Harbden evvelki kadar elimizde kalan top ve silahlarımız yerlerde kalmasın. Kuran-ı Kerimin kuvvet üzerine yazılmış ayetleri hatırlardan çıkmasın. Çünkü biz Müslümanlar, Dünyada her küçük milletin bile bir ordusu bir kuvveti vardır. Sonra asayiş, nizam, her şey bozulur. Köyden köye gidilemez. Her gücü yeten zaif ve âcizi ezer. Düşman da dalımıza biner! Her büyük Devletin harbde gördüklerimiz gibi Rus, İngiliz, Fransız, İtalyan, Avusturya hepsinin Müslümanlardan da askerleri vardır. Kuvvetsiz devlet olmaz. Hükümetimizin elinde emre amade bulunacak bir kuvvet dahilde selamet, hariçte ise bir sulh içün birinci vasıta olduğunu insafı olanlar bilirler. İzinsiz, kâğıtsız, haksız sebeplerle bir adam vazifesini bırakmaz. Bu günahtır. Bir handan çıkarken hesap görülür. Bir devlet evinden, kışladan habersiz gece çıkmak ayıptır. Bu güzel nasihatlerin sonu acıdır. Bir daha affı şahane ümidiyle devletin varlığını tehlikeye düşürmek maazallah saltanat makamını da kolsuz kanatsız tehlikede bırakmak aklın kârı değildir. Uzak Müslümanlar halimize ağlarlar. İçimizdeki dışımızdaki düşmanlarda gülerler. Düşmanlar para ile askerlerimizi kaçırmaya çalıştıkları muhakkaktır. Askerden kaçan düşman demektir. Kaçıranların milliyetini kabul etmek sayılır sonra başka yerlerde olduğu.. firar edenler idam edilir. Ailesi sürülür. Anası babası tedirgin olur. Belki de evi yıkılır. Göz yumanlar müsamaha edenler, firariye yatak olanlar ağır ceza görür. Her tahammülün bir haddi vardır. Ne vakte kadar bu bozukluk devam edecek? Ne vakit dönülecek? Belki de “ bir musibet bin nasihatten evladır” denecek bir hal olur... Sebepsiz bir ev yıkılır. Herkes kendine düşen vazifeyi yapsın. Şubesine gitsin. Ben geldim desin. Zaman çabuk geçer. Sıdk ve sadakatle iş göreni Allah muvaffak eder. Allaha inananlar böyle yapar ve böyle yapıyor. Doğru yol karanlık olmaz. Doğrunun anası ağlamaz”.

Tarihçi Arslan devam ederek; “Bu bildiri Seydişehir’in Milli Mücadeledeki yeri hakkında bizlere çok önemli veriler sunmaktadır. Bildirinin altında süvari 7.Alayının mührü bulunmaktadır. Bu Alay Beyşehir’de bulunmaktaydı. Seydişehir’de ise bu Alaya bağlı süvari bölüğü mevcuttu. Yani askeri makama ait bir bildiridir. Valilik makamının konudan haberi vardır. Bildiri, Valilik makamınca Damat Ferid Hükümetine bir şikayet tarzında derhal haber verilmiştir. Bildirinin basılıp dağıtıldığı tarih Mondros Mütarekesinden (30 Ekim 1918) 10 ay, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkıp İstiklâl meşalesini yaktığı 19 Mayıs 1919 dan yaklaşık 3 ay, Milli Mücadele’nin gerekçesi, yöntemi ve amacının belirtildiği Amasya Genelgesinden (22 Haziran 1919) ise yaklaşık 2 ay sonrasıdır. Böylece Beyşehir 7.Süvari Alayı ile Seydişehir Süvari Bölüğü’nün Milli Mücadele’nin yanında yer aldığını anlıyoruz. Çünkü silah bırakılmaması, asker kaçaklarının şubelerine dönmeleri ve mücadeleye devam etmeleri hususları her yönden özellikle vurgulanmıştır. Köy büyükleri, ana babalar, imamlar ve ihtiyarlardan destek istenmiştir. Zaman içerisinde yaşanan gelişmeler Seydişehir halkının köyleriyle birlikte bu bildiriye uygun davrandıklarını göstermiştir. Nitekim Seydişehir’in İstiklal Harbi Garp Cephesinde verdiği şehit sayısı 40’tır.İstiklâl Madalyalı Gazi sayısı ise 300’dür. Bu durum özelde Seydişehir için başlı başına bir övünçtür. Milli Mücadelenin 100.yılını idrak ettiğimiz şu günlerde coğrafyanın vatan kalmasında derin manalar taşımaktadır” dedi.

Bu haber toplam 1167 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Seydişehir Postasi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Yazılımı: CM Bilişim