Abdullah LEBLEBİCİ / Haber Köşe Yazarı

Evimizde Antalyaspor ile 1-1 berabere kaldık. Bu sonuçla puanını 36 yapan yeşil-beyazlı ekip ligdeki 12. beraberliğini aldı.

Beraberlik istatistiğinde zirvede yer alan Konyaspor 12 beraberliğin 6’sını iç sahada, 6’sını ise deplasmanda aldı.

Son deplasman beraberliğini 2-2’lik skorlar Ümraniyespor karşısında alırken ilk deplasman beraberliğini Ankaragücü karşısında almıştık.

Ekibimiz daha sonra sırasıyla Antalyaspor ile 2-2, Adana Demirspor ile 1-1, Trabzonspor ile 2-2, Karagümrük ile de 3-3 berabere kaldı.

Evimizde ilk beraberliği sezonun ikinci haftasında Başakşehir karşısında 0-0’lık skorla aldık. Daha sonra ise Kasımpaşa ile 1-1, Alanyaspor ve Sivasspor ile 2-2 Giresunspor ile ise golsüz berabere kaldık.

İç sahada da 6. beraberliğini Antalyaspor karşısında aldık. Böylece 12 beraberlik ile ligin en fazla berabere kalan takımı olduk.

Başımızı ellerimizin arasına alıp düşünelim. Bir geçen sezona bakalım bir de bu sezona.

Şimdi şu ifadeleri kullansak yanlış olur mu?

İyi ki, İlhan Palut döneminde alınan puanlar var da; Ligi bir şekilde idare ediyoruz”

Mafazanallah o puanlar alınmasaydı halimiz nice olurdu.

Galatasaray maçını kaybetseydik de Ümraniye ve Antalya karşısında 3'er puanı alsaydık.

Fena mı olurdu?

Lideri yendik edasıyla ortalıkta dolaşanlar, Ümraniye ve Antalya maçı sonrasında kayıplar.

Devre arasında gelen oyunculardan 90 dakika süre alan yok. Devre arası transferine karşıyım dediğim de eleştirenler sesiniz neden çıkmıyor.

Allah aşkına nerelere kayboldunuz?

Antalya maçında Muhammed Demir'in şans golüyle öne geçtik. Organize bir atak söz konusu değil. Beraberlik golünü kalemizde gördükten sonra, Konyaspor kulübesi de dahil sahadaki futbolcuların ne yaptığını anlayan varsa lütfen söylesin öğrenelim.

“HANİ GENÇLERE ÖNEM VERECEKTİK”

Teknik direktör değişikliğinin önemli nedenlerinden biri de “Gençlere önem verilmediği” gerekçesiydi.

Sahi nerede bu gençler?

Dere geçerken at değiştirildikten sonra, ortada ne sportif başarı kaldı, ne de özgüven, deyim yerinde ise takımın genleri ile oynandı, sonuç olarak da genetiği bozuldu.

Tribünde ki taraftarlar başta olmak üzere takıma gönül verenler üzgün ve ümitsiz. Üzüntümüz geçebilir, ama ümidimiz ne olacak.

İçine düştüğümüz bu durumdan nasıl çıkacağız.

Geldiğimiz nokta, “Takımın genetiği bozuldu, BİR İLERİ İKİ GERİ”