• İstanbul20 °C
  • Ankara12 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Tarihi çiğdem tepesi 2
02 Aralık 2019 Pazartesi 09:18

Tarihi çiğdem tepesi 2

Seyyid Harun Veli Cami Çevresi ve Pazar Kapı:

Pazar Kapı: Kale surları ile beraber yıktırıldığı tahmin ediliyor. Hacı Abdullah Efendi Türbesi‘ nin olduğu yerin batısında kuzeye baktığı Seyyid Harun Menakıp ‘ta bilgi vermekte taşlarının da bir kısmının türbenin yapımında kullanıldığı sanılmakta bu günkü Seyyid Harun Hamamı’nın kuzeyindeki çarşı meydanı o zaman Pazar alanıdır onun içindir ki bu kapıya Pazar Kapı denilmiş. Yüklü hayvanlar ın girip çıkabileceği genişlikte olduğu kanaatindeyim.

Bu Pazar yerinde o günün şartlarındaki geçer akçe hayvanların koşum malzemeleri, küpler, bakır kaplar tencere, tava, Pekmez leğenleri, dığanlar, kazanlar semerler ,eğerler kendir uğranlar,kazık yastıklar, hasırlar yemeni ,kopçalı mest çivili mest,kabaralı potin, deri çarıklar,kepenekler,tarlalarda kullanılan çapa ,bel beldanat,atkılar, demir sabanlar o günün gıda çeşitleri ile yırtım malı dedikleri kumaşlar ,depme şalvarlar,poşular şallar,işlikler bu pazarda satılırdı .

Şimdiki çarşı meydanından Uludağ Caddesine çıkmadan olan meydan Buğday Pazarı kurulur buğday, arpa ( zahire) nohut, fiğ, susam, afyon (haşhaş) gibi tahıllar burada satılırdı bu meydana hala Eski buğday pazarı derler bu meydanın etrafında da saraçlar, nalbantlar semerciler, kalaycılar, bakırcılar, at arabası, tekerlek imalatçıları yanında yoğun olarak en çok leblebi imalat dükkânları o zamanlar 400 dükkân olduğu söylenir.

Bu buğday pazarının batısında demirciler çarşısı olup körüklerle yanan ateşte o günün ihtiyacı olan kapı kullabı, şıp düşenler, at ve eşek nalları, bel, keser, kapı menteşeleri, kapı anahtarları, kapı tokmakları, dibek elleri, araba ve kağnı demir aksamları el emeği ile yapılırdı az ileride batıda Arasta Çarşısı olup ayakkabı yemeni, kundura, hayvanların koşum takımları, satıcıları, köseleciler, dericiler, çarıkçılar, mestçiler, çivili mest, kopçalı mest kabaralı potinler bu arasta çarşında imal edilirdi. Yukarıda saydığım tüm meslekleri zanaatkârlar el emeği ve göz nurunu bu dükkânlarda icra ederlerdi. Ayrıca marangozhaneler olurdu.

Seydişehir Kaleli Kentlerden biridir kale duvarlarının uzunluğu 900 m olduğu Seydişehir Belediyesi 1/2000 ölçekli Seydişehir imar paftasında Seyyid Harun Velî Seydişehir’i kurduğu tarihteki üç giriş kapısı ve kale duvar izleri belli olmaktadır. Kale içi alanı: 50.260 m2.

Medrese sonradan tamirle Kuran Kursu olan yer ve caminin bahçesi 220 Ada 1 parsel 2.148.06 m2, Avlulu Kâgir Hamam 217 Ada 18.Parsel 721,48 m2

Seyyid Harun Velî Cami, Medrese, Külliye toplam alanı 3920 m2.

Seydişehir kalesi sık sık el değiştirmiş II Murad H.855-M.1455 yılında vefat edince Karamanoğlu İbrahim Bey aracıları vasıtasıyla anlaşma yapılıyor. Yapılan anlaşma gereğince Akşehir, Beyşehri (Beyşehir) Seydişehri (Seydişehir) Osmanllar’a bırakılıyor.

Bu tarihten sonra Seydişehri Cumhuriyet’e kadar Osmanlılar idaresinde kalıyor Fatih Sultan Mehmet Dönemi H.871-M.1466 tarihinde Akşehir, Beyşehri, Seydişehir Kaleleri bir daha yapılmamak üzere yıktırılıyor. Beyşehrinin kuzeyinde bulunan giriş kapısı ile Seydişehir’in doğusunda bulunan Ulu Kapı kalıyor Beyşehir Kalesi 2018 yılında restore edilmiştir. Yetkililer umarım Ulu Kapıyı da aslına uygun restore ettirirler.

Seydişehir’in kale duvarları yıkıldıktan sonra şehir kale duvarlarının dışına taşmaya başlamış Arasta Çarşısı, Demirciler Çarşısı, Leblebiciler Çarşısı ile mahalleler oluşmuş.

Kale duvarları yıkılınca kale duvarlarının taşlarından aynı kale duvarlarının temellerinin olduğu yerlere kale duvarları çevrilir gibi evler yapılmış. Şu andaki yapılaşma da kale içi sokakları da Seydişehir Belediyesi 1/2000 ölçekli imar paftasında aynı uygulanılmaktadır( imar paftası ekte resimde görülmektedir.

Seydişehir’i Konya Sancağın bağlı 1871 yılında belediye,1915 yılında ilçe merkezi ilk Belediye Başkanı Hüsnü Hüseyin Efendi (1871-1876) Halen Konya İline bağlı ilçedir.

Eşrefoğlu Beyliği Döneminde Beyşehir’e (Süleyman Şehri ) denilirdi ilk defa Beyşehri diyen Seyyid Harun Veli ‘dir. Eşrefoğlu Mehmet Bey’de Seyyid Harun Veli’nin kurduğu şehre (Seyyid Şehri) demiş. Uzun süre (Seydişehri) Efendi Şehri olarak söylenilmiş Osmanlı’lar zamanında ise Medine-i Sâni (İlâhi Emirle Kurulan ikinci şehir) denilirdi. Bu gün Seydişehir olarak söylenmektedir.

Resimler: 1-Çiğdem Tepesi Seydişehir Belediyesi 1/2000 ölçekli imar paftası, 2- Kale ve kapılarda kullanılan Asar - Amblada AntikKenti Taşları, 3- Ulu Kapı ‘nın

üstündeki çotran taş su olugu şuanda tarihi mezarlık duvarında, 4- Çiğdem Tepesi uydu fotoğrafı 5-Seyyid Harun Veli Türbesi kapının aslı olupbu kapı şimdi Konya Sahip Ata Cami Ahşap e Eserler müzesinde sergilenmektedir. 6-Şu anki türbedeki kapı ise limutasyon ( taklididir).7-Kiçi Kapı (Evliya Kapı) nın yeri,

8- Çiğdem Tepesi: Tarihi Kale Altı Mezarlığı .

Haftaya devam edecek

cigdem-2.jpgcigdem-3.jpgcigdem-5.jpgcigdem-7.jpg

Bu haber toplam 1334 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Seydişehir Postasi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Yazılımı: CM Bilişim