Abdullah LEBLEBİCİ / Haber Köşe Yazarı

Ülkemizin üzerinde son günlerde kara bulutlar dolaşıyor. Bir yandan yangın, diğer yandan seller, bunlar yetmezmiş gibi otobüslerin karıştığı trafik kazaları.

Allah beterinden saklasın, hangisine üzüleceğimizi şaşırdık.

İçimizi serinleten ve geleceğe güvenle bakmamızı sağlayan gelişmelere de sahne oluyoruz. Yardımsever halkımız, nerede bir felaket olursa gece, gündüz demeden, emeği başta olmak üzere maddi manevi yardıma koşuyor.

Yakın olduğu için Manavgat bölgesinde meydana gelen yangına maruz kalan yerleşim yerlerini ziyaret etme fırsatı buldum.

Gördüklerim gerçekten içimi acıttı. Yüzlerce insanımızın 40-50 yıllık emeklerinin bir anda yok olduğunu görmek, bunun yanındaki çaresizliğe şahit olmak tarifi imkansız duygular yaşamama sebep oldu.

Konya büyükşehir belediyesi, Konya halkı, Seydişehir Belediyesi ve halkı, diğer ilçeler, köyler kasabalar, vatandaşlar yardım götürmek için adeta birbiri ile yarıştı.

Yardımların bölgeye nasıl ulaştırıldığını görmek için Seydişehir-Manavgat yolunda bir süre inceleme yaptım.

Gördüklerim karşısında duygulanmamak mümkün değil. Uzun kuyruklar oluşturan yardım kamyonları, bir an önce yangın mahalline ulaşmak için resim almam için bile yavaşlamadı.

O anda bir daha fark ettim ki, “ÇOK BÜYÜK MİLLETİZ” Şartlar ne olursa olsun bu dünya da sırtımızı yere getirecek hiçbir ülke yok.

Kısa süre önce Almanya da sel felaketi oldu, Alman Hükümeti felaketi yaşayan vatandaşlarına nasıl yardım yaptı diye, Alman vatandaşı olup Türkiye de ikamet eden Alman dostlarıma sordum.

Aldığım cevapları paylaşıyorum. Alman hükümeti sel felaketi yaşayan vatandaşlarına çok komik ve küçük yardımlar yaptığını, bu sebeple mevcut hükümetin Almanya da ciddi anlamda eleştirildiğini ifade ettiler.

Ayrıca halkın yardımının da Türkiye de ki gibi yoğun ve candan olmadığını sözlerine eklediler. Bu yazdıklarım duyum değil, bizzat şahit olduğum ifadeler.

Bu sebeple Ülkemin vatandaşlarına teşekkür ediyor minnettarlığımı ifade ediyorum.

TORKU ŞAŞIRTMAZ

Felaket bölgesine halkımızın yaptığı yardımlardan bahsetmiştim. Ama bir kuruluşumuz var ki ondan bahsetmeden geçemeyeceğim. TORKU

Nerede ne bir afet bir felaket olsa Torku her zaman yardıma koşar.

Orman yangınlarında da bunu gösterdi. Ürettiği bisküviden çikilotaya, helvadan şekere, arı yeminden süt ve içeceklere varıncaya kadar tonlarca gıda yüklü kamyonlar yangında zarar gören vatandaşlarımıza ve yangın söndürme çalışmalarına katılan ekiplere gönderildi.

Yangın kontrol altına alınıp, söndürülmesine rağmen bölgeye yardımlar gece gündüz demeden sürdürülüyor.

Torku’ nun bunu sessiz sedasız yapmasını da ayrıca takdir ediyorum.

Yerli ve milli değerimiz Torku iyi ki varsın.

Başta Recep Konuk olmak üzere, Torku ‘yu Torku yapanlara binlerce kez teşekkür ediyorum.

Başta çiftçilerimiz olmak üzere Allah hepsinden razı olsun.

Torku şaşırtmaz ifadelerini öyle boşuna kullanmadım.

Gerçekten “TORKU ŞAŞIRTMAZ”