Toroslarda bilinmeyen bir ülke

Homonadların adlarını ilk kez turuva savaşından sonra karanlık bir döneme giren Anadolu’nun Phryg, Galat yağmalarına sahne olduğu dönemlerde duyulmuştur. Kimmerlerin Kafkaslardan gelerek Anadolu’daki yağmacı Phryg egemenliğine son vermesinden sonra Anadolu’nun gömülmüş olduğu karanlık yavaş yavaş aydınlanmaya başlar. O dönemlerde Luvi krallığının devamı olan Anadolu’da Hellenistik krallıklar nikomedia, pontus, pergamon, cappadokia, pomphlya, Pisidia, isayria, cilicia, karia, lykia, ionia, gibi irili ufaklı devletler vardı. Bunlardan dağlık bölgelerde yurt tutmuş olanları soygun ve yağma ile geçimlerini sağlamışlardır. Bunlardan birisi de Homonadlardır.

Hımonadın sınırları Seydişehir suğla gölünün güney kıyılarında başlar Toroslar Gödene, Akseki’ye kadar uzanır. Homonadlar Toros dağlarının zirvelerinde 44 kale tespit edilmiştir. Bu kalelerden Seydişehir sınırlarına düşen en bilineni Arvana köyündeki yalıncak dağındaki tavuk tepesi kalesidir. Homanadların yaşam yerlerinden biri ve en önemli yerlerinden birisi de Tınaztepe Mağarası ve tınaz dağı zirveleri olmuştur.

‘Via Sebaste’ Roma halkının adı;

Roma imparatorluğu Anadolunun iç huzurunu sağlamak için çok çalışmış. Toros dağlarının doruklarında mevzilenmiş olan Homonadları sindirmeye bir türlü başaramamışlar. Onların kurduğu kaleleri aşamıyorlardı. Onun için Romanın Suriye eyalet valisi Aguila, bölgeye daha hızlı asker sevkiyatı için ‘ Via Sebaste’ kral yolu yaptı. O dönemde Romaya bağlı tüm halka da Via sebaste adı veriliyordu. Bu yollardan bazıları günümüzde bile Seydişehir, Gündoğmuş ve Akseki sınırları içerisinde bozulmadan hala durmaktadır.

Bu yolların adı ne Kervan yolu, ne ipek yolu, ne de Melas vadisi yoludur. 2000 yıl önce bu yolu yapan kişiler Roma dönemi insanları yani ‘Via Sebaste’ dir.

2 bin yıldır kullanılan bu yolu 30 yıl öncesine kadar Yörükleri de yolcu etmiştir.

Bu yol sayesinde Homanadlar Torosların zirvesinde yaptıkları kalelerde açlıktan, susuzluktan ölmüştür. Geriye kalan 4 bin civarında kadın ve çocuklar yakın kentlere köle ve hizmetçi olarak yerleştirildiler.

Homonatların Strabon Geographika eserlerinde ‘henüz hayatlarının baharında o toprakların çocuklarını kendi topraklarında öldürdüler’ diyerek soykırımdan söz etmişlerdir.

Doğa sporcusu Mehmet Gültekin bu hikâyeleri ve bu toprakların en eski halkı olan Homonadları ve onların tarihini ‘Toroslarda bilinmeyen bir ülke Homonada’ adlı kitabında yazmıştır.