Abdullah LEBLEBİCİ / Haber Köşe Yazarı

Aralık 2018 tarihinde; Kütüphane binası UCUBEYE dönmesin başlıklı bir yazı yazmıştım.

1956 yılında hizmete giren ve Aralıksız 61 yıl hizmet veren Seydişehir Halk Kütüphanesi yerine yenisinin yapılacağı gerekçesi ile 23 Kasım 2017 günü yıkılmaya başlandı.

O tarihlerde Belediye Başkanı Mehmet Tutal, 'ın Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü ve Kültür Bakanlığı ile yaptığı görüşmeler sonucu yapılan protokole göre Seydişehir Belediyesi yıkım ve hafriyat işlemlerini tamamlayacak, İş adamı Osman Nuri Bakırcı'da kütüphanenin yapımını üstlenerek yeni ve modern bir binayı Seydişehir’ e kazandıracaktı.

Buna ilişkin protokol de Konya İl Kültür Müdürlüğü, Seydişehir Belediye Başkanlığı ve İşadamı Osman Nuri Bakırcı arasında imzalanarak yürürlüğe girmişti.

Protokol sonrası yerel ve ulusal basında; “Seydişehir modern bir Halk Kütüphane binasına kavuşuyor. Yıkım ve hafriyat alım çalışmaları Belediye tarafından yapıldı.

Bu çalışmaların tamamlanmasının ardından işadamı Osman Nuri Bakırcı tarafından kütüphane binası inşaat çalışmalarına başlanacaktır” ifadeleri yer aldı.

Yıkım çalışmaları tamamlandıktan sonra Kütüphane Binasının temeli ha atıldı ha atılacak diye aylarca bekledik.

Bu konuda yetkililerden tatmin edici bir açıklama da gelmedi. Aradan 6-7 ay geçtikten sonra binanın temeli kazılmaya başlandı. İlk katının karkası da yapıldı.

Her ne hikmetse ilk kat yapıldıktan sonra inşaat uzun süre tekrar durdu, bununla birlikte demir, tahta parçaları, taş ve moloz yığınları uzun süre ortalıkta gezindi durdu.

Daha sonra şu yapıldı bu yapıldı, tamamlanacak, tamamlanıyor. Bu defa iş tamam artık tamamlanacak, diye kaç yazı daha yazdım.

Baktım ki, kendim yazıp kendim okuyorum, bende usandım, bıktım, hatta Hürriyet Caddesinden geçerken başımı inşaatın aksi yönüne çevirerek geçmeye başladım.

2018 tarihli yazımda, sanki bugünleri görmüş gibi, ara başlık olarak;

“UCUBEYE DÖNECEK ENDİŞESİ” de demişim.

Şimdi rahat yazabilirim, ucubeye döndü demeyeceğim. ARTIK UCUBE…

Bu arada, Osman Nuri Bakırcı’ nın bu işten çekildiğini, inşaatı yapmayacağı bilgisini aldım. Artık İş tamamen Bakanlığa kaldı.

İki uyarı bir de dikkat çekeyim. Birincisi, BÖYLE KÜTÜPHANE BİNASI OLMAZ. Ne görsel güzelliği var ne de kullanışlı. VAKİT VARKEN YIKILIP KÜTÜPHANEYE YKIŞAN BİR BİNA YAPILMALI.

İkincisi, her ne kadar emniyet birimleri denetleme yapsa da, metruk hale binada zaman zaman uygunsuz işler yapıldığı da, cadde esnafı ve vatandaşlar tarafından dile getiriliyor.

DİKKAT ÇEKİYORUM, Devletimizi küçücük bir bina konusunda böyle aciz duruma düşüren hangi görevli, yetkili vesaire varsa hakkında SORUŞTURMA AÇILIP, GÖREVDEN EL ÇEKTİRMELİ.

BİNAYA KARŞIDAN BAKINCA, İçine sindirebilen varsa söylesin. Genel görünümü, mimari yapısı, vesaire vesaire. Tekrar uyarıyorum. İş işten geçmeden yıkılıp yerine içimizi ısıtacak bir bina yapılmalı.

Ayrıca, Binayı yapacak işadamı iflas edebilir, işleri bozulabilir, ya da yapmaktan vazgeçebilir.

Hayatın akışı içinde bunlar var.

HİÇ KİMSE DEVLETİMİZİ BÖYLE ACİZ BİR DURUMA DÜŞÜREMEZ.

“Şimdi artık rahat yazıyorum, İŞ BİLMEYEN, GÖREVİNİ YAPMAYAN sorumlular yüzünden KÜTÜPHANE BİNASI.

“Ucubeye döndü demeyeceğim. ARTIK UCUBE…”