Abdullah LEBLEBİCİ / Haber Köşe Yazarı

Şubat ayı içinde “Ne kadar feryat edilirse edilsin bir anlamı yok. SUSUZ YAZ BAŞLIYOR…” başlıklı yazımda, şu ifadelere yer vermiştim.

“Yıllardır yetkilileri uyarıyorum, Suğla havzasında tarım yapan vatandaşlarımız, kış aylarında sel baskınlarıyla, yaz aylarında ise kuraklıkla mücadele ediyor.

Geçen yıl devreye girildi rica edildi, falandı filandı bir şekilde Çarşamba kanalından su verildi.

Hemen şimdiden yazayım bu yıl Çarşamba kanalından su gelmeyecek.

DSİ’den DİKKAT ÇEKEN UYARI…

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Çumra Sulama Birliğine gönderdiği yazı ile bu yılki kuraklığa dikkat çekti.

Açıkça dedi ki, “2025 sezonunda sulama suyu sağlanamayacağını, çiftçilerin sulama yapılabilecek alanlar ve ekilecek ürünler konusunda dikkatli olmaları gerektiği vurgulandı.”

Bunun anlamı şu. Önleminizi alın. “2025 YILINDA SU YOK…”

Ardından da uyarılara devam etti…

“Suyun yetersiz olduğu bölgelerde sulama yapılması gereken ürünlerin ekilmemesi,

Ekim yaparken su kaynakları verimli kullanılmalı, Sulama suyu temin edilemeyecek alanlarla ilgili mahalle muhtarlıkları aracılığıyla çiftçilere duyurular yapılması,

Mahalle muhtarlarının, bu konuda çiftçilere anons yoluyla gerekli bilgilendirmeleri yapmaları, sulama yapılması mümkün olmayan alanlarda ekim yapılmamasının özellikle vurgulanması”

Su ile ilgili tek yetkili makam Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü içinde bulunduğumuz kış aylarında net olarak uyarısını yaptı.

BUNDAN SONRA…

“Ne kadar feryat edilirse edilsin bir anlamı yok. SUSUZ YAZ BAŞLIYOR…” diyerek yetkili yetkisiz her kesimi uyardım.

Ne yalan söyleyeyim, Haziran ayı içinde bütün yetkili makamlar, siyasiler devreye girer az da olsa su verilir ümidi içindeydim.

Bununla ilgili katıldığım her toplantıda özellikle Partilerin Bayramlaşma programlarında gelen Milletvekillerine konu aktarıldı, adeta yalvararak su verilmesi için yardım istendi.

Konuyu en yetkili makamlar ile görüştüm, sorun halledilecek mi diye sordum. Hatta yardım istedim.

Aldığım cevapların tamamı olumsuz.

ŞİMDİ…

Bölgede 1.000 den fazla çiftçi her biri yaklaşık birer milyon olmak üzere masraf yaparak ekim yaptı.

Kabaca bu rakam 1 Milyar lira. Su olmaz ise çiftçinin 1 milyar lirası yok olacak.

Çok daha fazla ama Her bir ürünün bire yirmi verdiği düşünülür ise kayıp 20 milyar lirayı aşacak.

Bu da beraberinde bölgenin ekonomisini derinden etkileyecek.

Şimdi acı gerçeği yazmak zorundayım…

“Ne Beyşehir, Ne de Suğla’ dan Çiftçiye su yok…”