• İstanbul22 °C
  • Ankara16 °C

Abdullah LEBLEBİCİ / Haber Köşe Yazarı

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Abdullah LEBLEBİCİ / Haber Köşe Yazarı

PERDE 2… Zorbalık mı? Yoksa Toplumsal Çöküşün Sessiz Çığlığı mı?

23 Ekim 2025 Perşembe 08:58

 

Meram ilçesinde henüz 12 yaşındaki bir çocuğun evine beş kız öğrencinin bıçakla dayanmasının üzerinden günler geçti…

O olayı “münferit” diyerek unuttuk. Oysa uyarı çanları çoktan çalmıştı.

Ve şimdi — Beyşehir’de — bir başka okuldaki “oyun”, beş bıçak darbesiyle kanlı bir gerçeğe dönüştü.

16 yaşındaki Osman Güven Yıldırım, sadece araya girip kavgayı ayırmak isterken, beş yerinden bıçaklanarak yaralandı.

Olayı anlatan babanın sözleri yürek burkuyor:

“Oğlum sadece kavgayı ayırmak istedi. Ama akran zorbalığına maruz kaldı. Oğlum ölebilirdi de. Bu sadece benim değil, tüm çocukların sorunu.”

Bir baba yüreği, ama aslında bu feryat hepimizin yüreği olmalıydı.

Akran zorbalığı artık bir istisna değil, sistemin aynası.

Bir süre önce Meram’da yaşanan olayda 12 yaşındaki bir çocuğun kapısına dayanan kız öğrenciler, şimdi Beyşehir’de 16 yaşındaki bir genci bıçaklıyor.

Yaşlar farklı, şehirler farklı ama ortak bir gerçek var: Toplum olarak tehlikeli bir eşiği geçtik.

Bu çocuklar, bu öfkeyi kimden, nereden öğreniyor?

Cevabı acı ama basit:

Ekranlardan, sosyal medyadan, sevgisiz evlerden, ilgisiz okullardan…

Çocuklar artık anne babalarından çok, algoritmalardan öğreniyor.

“Reyting” uğruna şiddetin, “beğeni” uğruna linçin normalleştiği bir çağda büyüyorlar.

Korkunç olan ise biz yetişkinlerin hâlâ “çocuk bunlar” diyerek sırtımızı dönmemiz.

Okullar sadece sınav değil, insan yetiştirmeli…

Milli Eğitim Bakanlığı hâlâ “değerler eğitimi”ni haftada bir dersle sınırlı tutuyor.

Rehberlik servisleri kâğıt üstünde var ama işlevsiz.

Öğretmenler sadece sınav sonucuyla ölçülüyor, çocuklar sadece notla yargılanıyor.

Oysa Osman gibi çocuklar, sınavlarda değil, hayatta bıçaklanıyor!

Ve biz hâlâ bu tabloya “münferit” diyerek bakıyoruz.

Bu artık münferit değil, milli bir alarmdır. “Bir gün hepimizin kapısı çalınacak” demiştim…

O gün geldi bile. Artık sadece birilerinin çocukları değil, bizim geleceğimiz yara alıyor.

Bu ülkenin gençleri, sevgi yerine nefretle, anlayış yerine öfkeyle, iletişim yerine şiddetle büyüyor.
Ve her bıçak darbesi, aslında toplumsal vicdanımıza saplanıyor.

Bu saatten sonra yapılması gereken tek şey var: Sistemi sorgulamak.

Aileden okula, medyadan sosyal platformlara kadar herkesin aynaya bakması gerekiyor.
Çünkü bu çocuklar bizim eserimiz.

Unutmayalım:
Akran zorbalığı bir “ergenlik sorunu” değil;

Eğitimden, sevgiden, empati kültüründen mahrum kalmış bir toplumun yansımasıdır.

Ve eğer bugün konuşmazsak, yarın çok geç olabilir.

Bu arada RTÜK’ mü, o da bizim gibi seyrediyor…

Bu yazı toplam 23 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Seydişehir Postasi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Yazılımı: CM Bilişim